925 ayar Gümüş Özel Tasarım,kabartma işlemeli,oksitli otantik,Mührü Şerif Yazılı Erkek Yüzük Takı
Yüzük Ölçüsü: 22
MÜHRÜ ŞERİF FAZİLETİ
Alemlerin Sultanı Hz.Muhammed (sav)’in Mübarek Mührü şerifi.Çok özel bir mühürdür, dünyada eşi benzeri yoktur.
Peygamber efendimiz Hz Muhammed (sav) mübarek, iki kürek kemiğinin arasındaki peygamberlik işareti olan mührüdür. Kendinize, ailenize ve sevdiklerinize alabileceğiniz nadide bir hediyedir. Bu kolye, hem erkekler hem de bayanlar tarafından rahatlıkla kullanılabilir. Faziletleri anlatılmakla bitmez. İnsana bereket, manevi güç ve kudret verir Bu mübarek mührü şerif yüzü suyu hürmetine, evinize zenginlik gelir. Üzerinizde olursa düşmanlar emin eyler, sıkıntıyı giderir. Üzerinizde muhakkak bulunması gereken bir manevi güç, manevi bir hediyedir. Neye niyet ederek bakarsanız o niyet bu mührün yüzü suyu hürmetine olur. Bu mührü şerif'in tarifi anlatmakla bitmeyecek enerjisi bulunur.
Hz.Tirmiziden Rivayettir.
Bu mührün içinde olan üç satırın her biri bir rivayet üzerine yazılmıştır.
Tirmizi hazretleri rivayet ederki!bu mührü şerifin faidelerinden bir!!!
her kim abdestli olarak sabahtan mührü şerife baksa akşama kadar,
ayın evvelinde baksa ayın sonuna kadar,
yıl evvelinden baksa yılın sonuna kadar,
yola çıkarken baksa gittigi yerden dönünceye kadar
kendisine geçen zamanlar hayırlı ve mübarek olur.
Enes b. Mâlik (r.a.) şöyle demiştir: Resulüllah’ın yüzüğünün kaşındaki yazı üç satır şeklinde nakşedilmişti. “Muhammed” bir satırda, “Rasûl” bir başka satırda, “Allah” lafzı ise diğer bir satırda yazılıydı. (Buharî, Libâs 55)
Asr-ı Saadette Hicaz bölgesinde yüzük kullanılmaktaydı, ancak yüzüğün kaşına mühür nakşedilmesi yaygın değildi. Hicri yedinci senede Peygamber Efendimizin (s.a.s) gümüş bir yüzük yaptırması ve kaşına mühür nakşettirmesiyle yaygınlık kazanmıştır. Peygamber Efendimiz bu yüzüğü hem takmış hem de yazışmalarda mühür olarak kullanmıştır. Daha sonra halifeler tarafından sürdürülen bu gelenek, zamanla çeşitli görevlerde bulunan idarecilere de şamil olmuştur.
Hadislerde yüzük, “hâtem” [خاتم] kavramıyla ifade edilmektedir. Aslında hâtem’in sözlük anlamı, mühür, damga, mühürlenen, son verilen… demektir. Bu kavrama yüzük anlamının yüklenmesi ise idarecilerin evrakları mühürlemek üzere kullandıkları yüzüğün kaşındaki mühre nispetledir. Zamanla mühürlü ya da mühürsüz bütün yüzüklere “hâtem” denilmiş; hatta Arapçada yüzüğün asıl karşılığı olan حلقة “halka/halaka” veya فتخة “fetha/fetaha” nın yerini almıştır. (İbnu’l-Esîr, en-Nihâye fî garîbi’l-hadîs, II, 10; İbn Manzûr, Lisânu'l-Arab, III, 40; XII, 164.)
Bundan başka Peygamber Efendimizin sırtındaki mühre de “hâtem” denilmektedir. Peygamberlerin sonuncusu anlamındaki “hâtemu’l-enbiya” ve “hâtemu’n-nebiyyîn” ifadeleri de Onun vasıflarındandır.